23/03/2013
tarafından Mehmet Nuri Sunguroğlu
O…RUHLARI UYARDI! GÖZLERİ AÇTI ! BAHTSIZ MİLLETLERE, BAHT VE UMUT OLDU!
O…İNSANLIĞA DERS VERDİ ! ONUN ÖNÜNDE, DÜŞMANLARI SAYGIYLA EĞİLDİ! ONU TÜM DÜNYA MİLLETLERİ TARİHİNE TAŞIDI!…AMA; UĞRUNA CEPHEDEN CEPHEYE KOŞTUĞU KENDİ MİLLETİ ONUN DEĞERİNİ ANLAYAMADI!
Onu rahat bırakmadılar. Kıskandılar. Adını düşündüklerinde, duyduklarında…aşağılık kompleksinden kendilerini kurtaramadılar…!
Dinimizi yıktı dediler.
Diktatördü dediler.
Kafatascıydı dediler.
İngiliz muhbiriydi dediler.
Rakıya düşkündü dediler.
Her akşam masa kurardı dediler.
Nesebi belli değil diyerek anasını da lekelediler.
Ve…dediler dediler dediler!
Ve sonunda Ruhuna fatiha okunan hutbelerden de kendi kurduğu diyanet tarafından, adını da çıkarıldılar.
Saygıyı unuttular, Atatürk diyemediler, „sadece“ gazi Mustafa“ oldu.
Kurduğu Cumhuriyeti, yazdığı anayasayı, milletine tarihten kalan Türk adını tartışmaya açtılar.
Kabrinin başında ağlayan Krallara, soğuktan ağlıyor dediler.
Az kaldı herhalde, yakında biri çıkar; Mustafa zaten asker kaçağıydı diye manşet atar. Ve bu haberi diğer entelektüel fikir fahişeleri gazetelerinin ana manşetlerine taşırlar. Taşırlar…çünkü onlara kimse: Batsın sizin gazeteciliğiniz!… diyemez! “Çünkü onların basın özgürlüğü hakları her zaman saklıdır(!)…(?)…
Hemde öyle yazarlar ki… “Mustafa Kemal Paşa asker kaçağıydı” derler, diyebilirler…mümkündür! Sormazlar, düşünmezler nasıl olur?…“Paşa asker kaçağı olabilir mi?…olur olur, hemde bal gibi olur!…der ve yazarlar…
Yazıklar olsun! Kendini Müslüman sayan bir millet, bu kadar nankör ve kindar olabilir mi?
Düşündüm de; her ihtimale karşı, ne olur ne olmaz dedim; şöyle bir liste yapalım da; en azından elimizde bulunsun. Mustafa Kemal Atatürk’ün asker kaçağı olduğunu söylerlerse, cebimizden çıkarıp gösteririz.
Baktım oradan buradan kimler ne yazmış ne çizmiş. Sonunda Atatürk’ün ziyaret defterinde uzun olmayan, ama hepsi değilse de, önemlilerini liste yapan bir ziyaretçinin (Ayhan Ünal) yazısına rastladım…buyurun!
NELER YAPMADI Kİ !
İstilaları önledi. Saldırganlıkları yendi. Tahakkümleri yere serdi. Kökleşmiş kudretleri söküp önüne kattı. Saltanatları dört bir yana savurdu. Yurdunun ordusu mağlup düşmüştü, galip etti. Devleti yıkılmıştı, devlet kurdu. İdaresi bozulmuştu, düzgün etti. Bağımlıydı, bağımsız etti. Yıkılan devlette hükümranlık bir tek sülalenindi. Devletin adı onun adı idi. Olmaz dedi. Kurduğu devlette hâkimiyet, milletin oldu. Milletin adı, devletin adı oldu. Yurdunda eğitim çapraşıktı, öğretim şaşırtıcı. Tek ölçüye getirdi.
Ruhlar „hu“ çekerek medreselerde küfleniyordu, kapılarını örttü. Dergâhlarda pintileşiyordu, kapılarını kilitledi. Yurdunun erkekleri fes giyiyordu, üzerine de, kimi abani sarık doluyordu, kimi beyaz, kimi yeşil. Başına kimi sikke geçirmişti, kimi keçe külâh.
Milliyetlerini alacalı bezlerde sanır olmuşlardı. Beğenmedi, şapka giydirdi. Yazı sağdan sola yazılırdı, öğrenimi güçtü. Beğenmedi. Soldan sağa yazdı ve yazdırdı, her batılı ve ileri millet gibi.
Anaların, kız kardeşlerin yüzleri siyah peçeliydi, bahtları çarşafları gibi karaydı. Çileleri çoktu, hakları az. Beğenmedi. Yüzlerini açtı, ak etti. Hakta mirasta eziktiler, onlara erkeklerle eşitlik sağladı, bahtlarını ak etti.
Milletinin dili üçüzlü gibi olmuştu. Beğenmedi. Arındırdı, bir etti. Tarlaları kara sapan sürüyordu; toprak, gereğince işlenmiyordu. Eziyeti çoktu, vergisi çok, verimi az. Beğenmedi. Âşârı kaldırdı.
Sürümü tekerlekli pulluğa, işler makineye, bol verime yöneltti. Yollar uzundu, yapımları kötü, kâğnılar yavaş. Beğenmedi. Yolları demir etti, gidişleri hızlı.
El tezgâhı dokumaya ve yel değirmeni öğütmeye yetmiyordu. Beğenmedi. Fabrikalar kurdu. Ayrılıklar istemedi, birlikler kurdu. Eskilikler, gerilikler istemedi; yenilikler, ilerilikler kurdu. Dövüş istemedi, barış kurdu. Düşmanlık istemedi, dostluk kurdu. Düşüklüğü sevmezdi, güçlü oldu. Haksızlığı sevmezdi, hak gözetti.
Hiç bir devlete haksızlık etmedi. Hangi birinden olursa olsun, gelebilecek haksızlığı asla kabul etmedi.
Kendi devletini, en büyük devletten asla aşağı görmedi. Kendi milletini, hiç bir an, dünyanın en onurlu milletinden asla geri, asla güçsüz görmedi, göstermedi.
RUHLARI UYARDI! GÖZLERİ AÇTI ! BAHTSIZ MİLLETLERE, BAHT VE UMUT OLDU!
İNSANLIĞA DERS VERDİ !
Ruhun şad olsun, Aziz Atatürk’üm!
Mehmet Nuri Sungur
SON YORUMLAR