NE ZAMAN İZMİR’E KAHPELER YAĞSA

kemalNe zaman İzmir’e kahpeler yağsa
Bir hüzün kilitler, bir şarkı düğümlenir yüreğimde
Bayrağıma renk veren al kanlar gibi
Dökülür göz yaşım sızlayan benliğimde

Ne zaman İzmir’e kahpeler yağsa
Aklıma gelir O sarı saçların
Mavi gözlerinde saklı olan kıvılcımlarla
Kahpeye diz çöktüren kurt bakışların

Ne zaman İzmir’e kahpeler yağsa, titreşir yüreğim
Malazgirt sırtlarında dolaşan Alparslan gelir aklıma
Nene Hatunlar, kara Fatmalar…
Sakarya Dumlupınar, Kocatepe gelir aklıma

Ne zaman İzmir’e kahpeler yağsa
Hep seni hatırlar;
Mavi bakışlarından fışkıran kartal bakışın gelir aklıma
Ne zaman İzmir’e kahpeler yağsa
Arkamızdan vuran kahpeler gelir aklıma…

Mehmet Nuri Sunguroğlu
05.01.2017

 

30 AĞUSTOS TÜRK MİLLETİNİN EMPERYALİZME DUR DEDİĞİ GÜNDÜR. BAYRAMINIZ KUTLU OLSUN!

30-august-atatürkSevgili okurlarım,

bu gün yine her yıl olduğu gibi, 30 Ağustos bayramı hakkında çok şeyler yazılacaktır…iyi ki yazılacaktır.

Tarihimizin değerini gelecek kuşaklara aktarabilmek bizlerin milli bir yurttaşlık görevidir. Değilmi ki yaşadığımız çağda bir çok manevi değerlerimiz her gün anlam ve önemini kaybetmektedir. O zaman bu tarihi görevimizi yapmakta geç kalırsak, tarih bizleri affetmez.

30 Ağustos; kaderine el konulmuş, her türlü özgürlük ve yaşama hakkı elinden alınmış (Mondros ve Sevr müzakereleri) bir milletin emperyalizme dur!…dediği gündür.

30 Ağustos Zafer bayramı ilk defa 30 Ağustos 1923 günü Afyonkarahisar, Denizli, Kahramanmaraş, Ankara ve İzmir’de kutlanmıştır. Resmi olarak zafer bayramı ilan edilmesi 1935 yılının Mayıs ayında olmuştur.

30 Ağustos şehitlerimizi anma günüdür. Bugün bağımsızlığımızı nasıl kazandığımızı yeniden hatırlama günüdür. Bugün 30 Ağustos zafer bayramında hayatlarını feda ederek bizlere bu Yurdu armağan edenleri anma günüdür. Mustafa Kemal ve arkadaşlarının Türkiye için yaptıklarından dolayı vicdan borcumuzu ödeme günüdür. Bugün 30 Ağustos Zafer Bayramı; bayramınız kutlu olsun!

Özgür ve hür olmanın ne kadar değerli ve kutsal olduğunu hepimiz biliyoruz. Özgür olmayı bir de Mustafa Kemal Atatürk’ün düşüncelerinden öğrenelim…buyurun!

>>Özgürlük ve bağımsızlık benim karakterimdir. Ben milletimin en büyük ve ecdadımın en değerli mirası olan bağımsızlık aşkı ile dolu bir adamım. Çocukluğumdan bugüne kadar ailevi, hususi ve resmi hayatımın her safhasını yakından bilenlere bu aşkım malumdur.

Bence bir millette şerefin, haysiyetin, namusun ve insanlığın vücut ve beka bulabilmesi mutlaka o milletin özgürlük ve bağımsızlığına sahip olmasıyla kaimdir. Ben şahsen bu saydığım vasıflara, çok ehemmiyet veririm. Ve bu vasıfların kendimde mevcut olduğunu iddia edebilmek için milletimin de aynı vasıfları taşımasını esas şart bilirim.

Ben yaşayabilmek için mutlaka bağımsız bir milletin evladı kalmalıyım. Bu sebeple milli bağımsızlık bence bir hayat meselesidir. Millet ve memleketin menfaatleri icap ettirirse, insanlığı teşkil eden milletlerden her biriyle medeniyet icabı olan dostluk ve siyaset münasebetlerini büyük bir hassasiyetle takdir ederim. Ancak, benim milletimi esir etmek isteyen herhangi bir milletin, bu arzusundan vaz geçinceye kadar, amansız düşmanıyım.<<

Mustafa Kemal ATATÜRK

Bayramınız kutlu olsun!

Mehmet Nuri Sunguroğlu

30 Ağustos 2014

MONDROS MÜZAKERELERİ VE İZMİR’İN KURTULUŞUNUN TARİHİMİZDEKİ ÖNEMİ

Güzel İzmir’imizin kurtuluşunun 90 cı yıldönümünde hayal edemeyeceğimiz tartışmalar bizleri çok üzmektedir.

Bizler millet olarak bayramlarımızın coşkusunu yaşayamazsak içimiz rahat etmez. Çünkü; bizim bayramlarımız bizlere başkaları tarafından armağan edilmemiştirler; biz onları alınteri ve kann dökerek hak etmişizdir.

İzmir’in kurtuluşuyla; Samsun’da başlayan, Sakarya’da devam eden, Dumlupınar, Afyonkarahısar, Manısa üzerinden İzmir’de biten büyük taarruz, Atatürk’ün: Ordular! Hedefiniz Akdenizdir, ileri! Diye verdiği emrin hedefe ulaştığı yerdir.*1

İzmir’in kurtuluşu, Anadolunun kurtuluşu demektir. Bağımsızlığımızın noktalandığı, Emperyalizme dur dediğimiz yerdir. Bunu daha iy anlamak için Mondros Ateşkes Antlaşmasının Maddelerine bir göz atmamız çok önemlidir.

Ege denizinde Limmi adasının Mondros limanında yapılan müzakerelere İtilaf Devletleri adına, İngilizlerin Akdeniz Filosu Komutanı Amiral Calthorpe, Osmanlı Devleti adına Bahriye Nazırı Rauf Bey katıldılar.

27 Ekim’de başlayan ateşkes görüşmeleri 30 Ekim’e kadar devam etti. Türk heyeti, önerilen koşulların hafifletilmesini istediyse de… Amiral Calthorpe bunun mümkün olmadığını belirtti.

30 Ekim 1918’de imzalanan Mondros Ateşkes Antlaşması 25 maddeden oluşmuştur.

Kaderin cilvesi diyemiyorum ama; insan düşündüğünde aklına neler gelmiyor ki… 600 yıl dünya yönetiminde söz sahibi olan Osmanlı İmparatorluğunun müzakere heyeti...“şartların hafifletmesini“ istiyor. Bunu düşünmek dahi insanın zoruna gidiyor…

Buyurun!

Mondros Ateşkes Antlaşmasının Maddeleri

1- Çanakkale ve İstanbul Boğazlarının açılması, Karadeniz’e serbestçe geçişin temini ve Çanakkale ve Karadeniz istihkamlarının İtilaf Devletleri tarafından işgali sağlanacaktır.

2- Osmanlı sularındaki bütün torpil tarlaları ile torpido ve kovan mevzilerinin yerleri gösterilecek ve bunları taramak ve kaldırmak için yardım edilecektir.

3- Karadeniz’deki torpiller hakkında bilgi verilecektir.

4- İtilaf Devletlerinin bütün esirleri ile Ermeni esirleri kayıtsız şartsız İstanbul’da teslim olunacaktır.

5- Hudutların korunması ve iç asayişin temini dışında, Osmanlı ordusu derhal terhis edilecektir.

6- Osmanlı harp gemileri teslim olup, gösterilecek Osmanlı limanlarında gözaltında bulundurulacaktır.

7- İtilaf Devletleri, güvenliklerini tehdit edecek bir durumun ortaya çıkması halinde herhangi bir stratejik yeri işgal etme hakkına sahip olacaktır.

8- Osmanlı demiryollarından İtilaf Devletleri istifade edecekler ve Osmanlı ticaret gemileri onların hizmetinde bulundurulacaktır.

9- İtilaf Devletleri, Osmanlı tersane ve limanlarındaki vasıtalardan istifade sağlayacaktır.

10-Toros Tünelleri, İtilaf Devletleri tarafından işgal olunacaktır.

11- İran içlerinde ve Kafkasya’da bulunan Osmanlı kuvvetleri, işgal ettikleri yerlerden geri çekilecekler.

12- Hükümet haberleşmesi dışında, telsiz, telgraf ve kabloların denetimi, İtilaf Devletlerine geçecektir.

13- Askeri, ticari ve denizle ilgili madde ve malzemelerin tahribi önlenecektir.

14- İtilaf Devletleri kömür, mazot ve yağ maddelerini Türkiye’den temin edeceklerdir. (Bu maddelerden hiç biri ihraç olunmayacaktır.)

15- Bütün demiryolları, İtilaf Devletlerin zabıtası tarafından kontrol altına alınacaktır.

16- Hicaz, Asir, Yemen, Suriye ve Irak’taki kuvvetler en yakın İtilaf Devletlerinin kumandanlarına teslim olunacaktır.

17- Trablus ve Bingazi’deki Osmanlı subayları en yakın İtalyan garnizonuna teslim olacaktır.

18- Trablus ve Bingazi’de Osmanlı işgali altında bulunan limanlar İtalyanlara teslim olunacaktır.

19- Asker ve sivil Alman ve Avusturya uyruğu, bir ay zarfında Osmanlı topraklarını terk edeceklerdir.

20- Gerek askeri teçhizatın teslimine, gerek Osmanlı Ordusunun terhisine ve gerekse nakil vasıtalarının İtilaf Devletlerine teslimine dair verilecek herhangi bir emir, derhal yerine getirilecektir.

21- İtilaf Devletleri adına bir üye, iaşe nezaretinde çalışacak bu devletlerin ihtiyaçlarını temin edecek ve isteyeceği her bilgi kendisine verilecektir.

22- Osmanlı harp esirleri, İtilaf Devletlerinin nezdinde kalacaktır.

23- Osmanlı Hükümeti, merkezi devletlerle bütün ilişkilerini kesecektir.

24- Altı vilayet adı verilen yerlerde bir kargaşalık olursa, vilayetlerin herhangi bir kısmının işgali hakkını İtilaf Devletleri haiz bulunacaktır.

25- Müttefiklerle Osmanlı Devleti arasındaki savaş, 1918 yılı Ekim ayının 31 günü mahalli saat ile öğle zamanı sona erecektir.

İzmir’in kurtuluşu; Anadolunun ve Türkiyenin kurtuluşudur! Çünkü 09 Eylül 1922  Emperyalizme dur dediğimiz gündür. Kutlu olsun!

*1 O zaman bu günkü Ege Akdeniz olarak bilinirdi. Ege ismi 1934 yılında verilmiştir.

Mehmet Sungur

Maddeler alıntıdır.