MADENCİLİK DE GELİŞİM VAR; “FITRAT VE DOĞAL AFET” OLMADIĞINI ANLADIK(!)
31/10/2014 Yorum bırakın
Soma maden işletmesindeki felakette kullanılan „fıtrat“ kelimesinin yanlış yerde ve yanlış fiilde kullanıldığını anlayan yetkililer, bu defa Karaman’daki maden felaketinde patronun „ doğal afet“ dediğini kabul etmedi. Sağ olsunlar, Allah razı olsun; içimize su serptiler(!)
Peki nedir bunun adı?
Lafı eğip bükmenin hiç bir anlamı yoktur. Bunun adı resmen “doğal felaketler” gibi bu işlerin başına gelen, her türlü sorumluluktan yoksun, aklında kazançtan başka bir şey olmayan, sorumlu memurların işletmelerde yaptığı kontrol sonunda bulduğu güvenlik noksanlarına para cezası keserek eve giden, bu cezayı ne için kestiğini unutan insanlardır!
Ne demişti Lenin? Trust is good control is better! Yani; güvenmek iyidir ama, kontrol etmek daha iyidir!
Maden ocaklarımızı “rödovans” karşılığı ( anladınız mı bu “rödovans” kelimesinin manasını?) Bilmeyenler için açıklayalım: >> Rödovans kelimesi Latince “Reditus” Türkçe karşılığı ise; gelir/ irad/ harç/ kira/ aidat bedeli kelimesinden günümüz Fransızcasına “Redevance” adıyla yerleşmiş olup, Türk hukuk Sözlüğünün 471. sayfasında redevancenin karşılığı “aidat” olarak açıklanmıştır. Yine bazı kaynaklarda ingilizcesi olan “royalty” kelimesi “rödovans”la aynı anlamda kullanılmaktadır.
Yani; sanki vatandaş anlamasın diye yabancı bir kavram seçilmiş. Yada; kulaklarımızda bir moda sözcüğü gibi daha iyi çınlasın diye! İnsanın çıldırası geliyor. Kelimenin karşılığında 5 Türkçe tanım olduğu halde gitmişiz elin “rödovans”ını almışız!
Yeniden:
Maden ocaklarımızı aidat karşılığında işletmeciye devreden siyaset, işletmeye verdiği maden yada cevher ocaklarının sorumluluğunu üzerinden attığını sanıyorsa; bu çok yanlış bir düşüncedir. Öyle olmadığını bilen siyaset de, her gelen faciada açıklama zorluğuna düşmektedir ve devletin tüm imkanlarını devreye sokmaktadır.
Yine her defasında; meseleyi anladıklarını, önlemlerin bir an önce alınacağını yeminler edercesine beyan eden siyasilerimiz, ne yazık ki bizleri her defasında aynı sözlerle teselli etmekten öteye gidemediklerini görüyoruz ve şahit oluyoruz.
Peki; Türkün aklı sonradan başına gelir sözünü daha ne kadar yaşatacağız?
Uluslar arası iş örgütünün (ILO) iş kazası tedbirleri hakkındaki maddelerinin hepsini ne zaman imza ederek tatbikini kontrol edeceğiz? ILO’nun özellikle maden ocakları için dünyaca tanınmış olan 176 maddesini ne zaman imzalayacağız?
Eğer biz toplum olarak iş kazalarımızı önlemek için gereken tüm uluslararası geçerli olan iş kazalarını önleme kurallarını hiçe sayarsak; çok daha insanımızı tedbirsizlikten ötürü göçükler altında bırakırız.
Çok daha anaların; “Oğlum yüzmeyi de bilmezdi, acaba yer altında ne yapacak?” sorusuyla karşılaşarak vahlanırız!
Çok daha 3 aylık maaşını alamayan insanların maden ocaklarında yaşamını yitirdiğini duyarak öfkeleniriz!
Çok daha çocuklarımızın eve gelemeyen babalarının arkasından ağladığına şahit oluruz!
Çok daha saraylar yaparak 850.– TL asgari ücretle çalışan insanımızın emeğini gasp ederek verdiğimiz bir avuç kömüre muhtaç edip onları sevindirir ve kendimize alkış toplarız!
İhmaller sonucu hayatını kaybedenlere Allah rahmet eylesin, mekanları cennet olsun inşallah… Cehennemi zaten yaşadılar.
Mehmet Nuri Sunguroğlu
31.10.2014
SON YORUMLAR