SREBRENİTSA

[Srebrenitsa katliamının 22. yıl dönümünde]
SREBRENİTSA KATLİAMI VE SIRPLARIN 600 YIL BOYUNCA TÜRKLERE KARŞI BESLEDİĞİ İNTİKAM DUYGUSU
Srebrenitsa Katliamı, ya da Srebrenitsa Soykırımı olarak bilinen ve tarihin kara sayfalarına geçen „etnik temizlik“ soykırımı olarak Sırplar tarafından Boşnak Müslümanlarına karşı uygulanan insan ve insanlığın kıyımı; aslında Türklere karşı duyulan kin ve nefretin ağır ödenmiş bir faturasıdır.
I. Kosova Savaşı veya Birinci Kosova Meydan Muharebesi olarak ta bilinen; Sultan I. Murad önderliğindeki Osmanlı Türk ordusu ile Sırp kumandanı Lazar Hrebelyanoviç önderliğindeki çok uluslu Balkan ordusu arasında 28 Haziran 1389 tarihinde yapılan muharebe sonucunda ağır yenilgiye uğrayan Sırpların, tarih boyunca unutamadıkları yenilginin yıllar sonra Bosna Müslümanlarına ödettikleri intikam almak duygusudur.
1991-1995 Yıllarında Almanya dış işleri bakanı Hans Dietrich Genscher’in aceleyle devlet olarak Hırvatıstan’ı tanımasıyla başlayan Yugoslavya iç Savaşı, Yugoslavya’nın parçalanmasının önünü açarken Balkanlar’da eski hesap defterlerinin de açılmasının yolunu açmıştır.
Fırsat budur diyen Bosna Sırpları, tarihi intikam duygularının dizginlerini serbest bırakarak Bosna savaşını başlatmıştır.
Savaşa destek veren Sırp Cumhuriyeti Ordusunun Srebrenitsa’ya karşı giriştiği „Krivaya 95 Harekatı“ esnasında Temmuz 1995 yılında yaşanan ve en az 8.372 Boşnakın, Bosna-Hersek’in Srebrenitsa kentinde general Ratko Mladiç komutasındaki ağır silahlarla donatılmış Bosna Sırp ordusu tarafından öldürülmesiyle son bulmuştur. Bosna Sırp ordusunun dışında katliama “Akrepler” olarak bilinen Sırbistan özel güvenlik güçleri de katılmıştır.
Yapılan bu insanlık dışı katliamda bir kısım kadın ve küçük yaşta çocuğun da öldürüldüğü belgelerle kanıtlanmış olup sabittir.
Birleşmiş Milletler Srebrenitsa’yı güvenli bölge ilan etmiş olmasına rağmen, 400 silahlı Hollanda barış gücü askerinin varlığı katliamı önlememiştir.
Srebrenitsa katliami II. Dünya savaşından bu yana Avrupa’da gerçekleşmiş en büyük toplu insan kıyımı olması ve Avrupa’da hukuksal olarak ilk kez belgelenmiş soykırım olması açısından da önem taşımaktadır.

Bence asıl önemli olan ise; medeniyeti kimseye kaptırmayan Batılıların gözleri önünde ve burunlarının ucunda meydana gelen bu soykırımının, Batılılar için bir yüz karası olmasıdır ve öyledir de!
Zamanın ABD Başkanı Bill Clinton olmasaydı, günümüzde Bosna halkı diye bir halk hala varmıydı bunu söylemek zor olsa da; Bosna savaşı için Bill Clinton’a teşekkür etmeyi bir borç bilirim.
Bu „etnik temizleme“ savaşında…hayır, hayır! Soykırımında, yaşamını kaybeden tüm Bosnalı kardeşlerimize Allah rahmet eylesin, mekanları cennet olsun! Allah bu gibi vahim olayları insanlığa bir daha nasip eylemesin inşallah!
Ne demişti rahmetli Mehmet Akif Ersoy? „Medeniyet dediğin, tek dişi kalmış canavar“. Mehmet Akif bunları söylerken, sanki tarihin yaşanmamış çağını yazmaktaydı!
Bir başka önemli tarafı ise; özellikle kendi içinde kavgalarla boğuşan İslam dünyası için çok düşünülecek bir durum olması da, gözden kaçmamalıdır!
Mehmet Nuri Sunguroğlu
11.07.2017